TCMB’den Döviz ve Kıymetli Maden Mevduatlarında Zorunlu Karşılık Hamlesi: Ne Anlama Geliyor?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün Resmî Gazete’de yayımlanan karar ile döviz ve kıymetli maden mevduatlarında zorunlu karşılık oranlarında (ZKO) önemli güncellemeler yaptı. Bu adım hem bankacılık sistemi hem de finansal istikrar açısından dikkatle takip edilen başlıklardan biri olarak öne çıkıyor.

Kararın özeti:

  • Kıymetli maden cinsinden talep ve kısa vadeli mevduatlarda ZKO %28 → %30 seviyesine çıkarıldı.
  • Döviz cinsi talep ve kısa vadeli mevduatlarda ise ZKO %32 → %30 seviyesine düşürüldü.
  • Daha uzun vadeli mevduatlarda da oranlar yukarı yönlü güncellendi.

TCMB'nin bu hamlesi, piyasa tarafında sadeleştirme adımı olarak görülüyor. Özellikle döviz ve kıymetli maden hesapları arasındaki ZKO farklılıklarının kapatılması, bankaların yükümlülük yapısını daha standardize eden bir yaklaşım sunuyor.


Bu Güncellemenin Bankalar Üzerindeki Etkisi Ne?

Kapsamımızdaki dört büyük bankayı (AKBNK, GARAN, ISCTR, YKBNK) baz alarak yapılan analiz, ilginç bir dengeye işaret ediyor:

  • Bankalarda döviz mevduatı hacmi, kıymetli maden mevduatına kıyasla çok daha yüksek.
  • Kıymetli maden tarafındaki zorunlu karşılık artışı, döviz mevduatındaki oran düşüşüyle neredeyse tamamen dengeleniyor.
  • Böylece nette, bankalar için serbest likidite tarafında küçük bir pozitif etki oluşuyor.

Bu nedenle yapılan düzenleme, analizler doğrultusunda bankalar için “nötr” bir etki yaratıyor. Yani ne ciddi bir yük getiriyor ne de belirgin bir avantaj sağlıyor, sistem daha ziyade sadeleşiyor.

Neden Önemli?

TCMB’nin zorunlu karşılık adımları:

  • Bankaların likiditesini şekillendirir,
  • Kredi verme kapasitelerini etkiler,
  • Piyasa faizleri ve likidite şartları için kritik sinyaller içerir.

Bu düzenleme ise özellikle mevduat kompozisyonunu sadeleştirme yönünde atıldığı için, 2025'e yaklaşırken bankacılık sisteminde daha öngörülebilir bir ZKO yapısı oluşmasına katkı sağlıyor.

Back to Top